13 Kasım 2017 Pazartesi

A Peine Défigurée - Francis Poulenc

A peine défigurée, iki büyük ismin sanatsal anlayışının ürünüdür: Paul Éluard (1895-1952) ve Francis Poulenc (1899-1963). Eser, Poulenc'in 1936 yılında tamamladığı, eşliksiz karma koro için "Sept Chansons" (7 şarkı) albümü içinde yer alır.



Eluard'ın şiirini inceleyecek olursak, ifadelerin hem günlük hayatın çok içinde, hem de bir o kadar ruhsal koridorların derinliğinde olduğunu görebiliriz. A Peine Défigurée, Eluard'ın 1932 yılında basılan kitabı, "La vie immédiate" içinde yer alır.
Asım Bezirci’nin çevirisiyle, Yeni Bozulmuş:

À Peine Défigurée
Adieu tristesse,
Bonjour tristesse.
Tu es inscrite dans les lignes du plafond.
Tu es inscrite dans les yeux que j’aime
Tu n’es pas tout à fait la misère,
Car les lèvres les plus pauvres te dénoncent
Par un sourire.

Bonjour tristesse.
Amour des corps aimables.
Puissance de l’amour

Dont l’amabilité surgit
Comme un monstre sans corps.
Tête désappointée.
Tristesse, beau visage.
.
. . Yeni Bozulmuş
Hoşça kal hüzün
Hoş geldin hüzün
Tavan çizgilerinde okurum seni
Sevdiğim gözlerde okurum
Yoksul da sayılmazsın hani,
En solgun dudaklar bile seni söyler
Gülümseye gülümseye seni

Hoş geldin hüzün
Sevilen vücutların aşkı
Aşkın gücüsün

Nasıl da sevimli yapar
Gövdesiz deve benzeyen
Umutsuz başı
Senin güzel yüzün
Ey hüzün


Form yapısının ve öğelerinin serbest, esnek kullanımı, Poulenc'in kompozisyonlarının en dikkat çekici özelliklerinden biridir. Besteci, şiirin ihtiyaçlarına göre form öğelerini organize eder.

Bu yapıtta da böyledir; şiirin anlaşılırlığı ön planda olduğundan, Poulenc'in pek çok yapıtında olduğu gibi fazla kontrpuan içermeyen, homofonik bir yapı vardır. Kısa müzikal cümleler, şiirin akışına göre organize olmuş, müzikal benzerlikler ve farklılıklar şiire bağlı akmıştır.
Poulenc'de ani ve uzak tonal atlamalara çok rastlansa da bu eserde tonal akış oldukça durağandır. Eserin tonalitesi fa minör parça boyunca sürmüş; sadece arada -ilgili majörü- la bemol majöre uğramıştır.

Ancak bu durağanlık içerisinde dahi sürekli bir kıpırdanış hissedilmektedir. Besteci, henüz daha parça başlarken, "Hoşça kal hüzün: fa minör / Hoş geldin hüzün: fa majör" zıtlığını kullanmaktadır. Çok kısa bir eser olmasına rağmen, solo partilere ve renklere ayırdığı önem dikkate değerdir. Tonal olarak çok uzaklara gitmese de, akorları koro partilerine yerleştirişi ile tınıyla istediği gibi oynamakta ve rahatlıkla atmosfer değişimi yaratmaktadır.

Poulenc'in besteciliğinde müzikal derinlik ve teknik çok kuvvetlidir. Yapılan analizlerle, eserleri ortaya koyan pek çok bilgi ve Poulenc'in imzası denilebilecek çok sayıda tutarlı veri ortaya çıkmıştır, çıkması da doğaldır.

Çiğdem Aytepe'nin buraya özetini aldığımız yazısının tamamını Çiğdem'in Koro Yazıları blogunda okuyabilirsiniz.